11.1.14

Nameste

Buda şahidim olsun ki yeni bir ''meditasyon'' keşfettim.

Çağımızın hızı,gürültüsü,cümbürtüsü,sövülesi gündeliğinde kah yoga yaparak başımızı arşa deydiriyoruz kah spor yaparak.
Psikologlardan daha çok talep var alternatif ''stresi yok et'' yöntemlerine,meditasyonlara.

Yorulmuşuz zaten kendimizi anlatmaktan,anlaşılmamaktan.. Psikologlar abimler/ablamlar da nihayetinde insan ''ya bu da anlamassa
lan'' hissine kapılıp ona da boşa konuşmak istemiyoruz. Haybeye kürek çekme kontenjanımız full + full.
Meditasyon Mis,Rahat. Dırdırı yok, akarı yok kokarı yok. Anlatıcam derdi yok,anlatmak yok.
Sessizlik,sessizlik.. Ne kadar sessiz kalır ne denli derinine inebilirsin bilemem,senin belindeki ipe bağlı.
Ama ne olursa olsun kendini dinlemek,kulaklarını kapatmak insanı gerçekten rahatlatır.


Ben size yepyeni bir formül söylemiycem, sadece Farkındalık önericem. Ve öneriyorum..........;Bam!!

''Çocukları İzleyin!''

Her an her yerde, en doğal ve en yapmacık (ki yapmacıkken de inanılmaz natureller) izleyin onları. İçinize dönmek için meditasyon yapıyorsanız en içinizde zaten 5 yaşındaki siz varsınız. Ve her çocuk az ya da çok birbirine benzer. Kendinizi izler gibi izleyin. Bir dönem, ki uzunca bir dönem, öyleydiniz. Kaygının olmadığı bir hali izlemek bence stresi öldürüyor. Sanki düşme riski yokmuş gibi yalpalayarak koşan bebek , ''büyüyünce ne olucaksın?'' sorusuna ''Tavşan olucam'' diye yanıt veren Dişlek çocuk, babasına evlenme teklifi eden kız çocuğu, abajurün arkasına geçip sadece kafasını saklayabilen ama görülmediğini düşünen birilerini izlerken bile kafanız boşaltamıyorsa, minik bedenlerindeki kocaman deli ruhlarına ''ben bu kızla evlenmek istiyorum'' demelerine,uzun zamandır kaybettiğiniz şaşırma ve hayret hissiniz uyanmıyorsa, uyanmıyorsaa BANANE! yapıcak bişey yok. Demek bu yöntem size uygun değil.

Zaten bende asrın tespitini yapmamıştım, kafama göre yazıyorum.
Yada anne olma yaşım geldi bebekler dikkatimi çekiyor.Bilemem. Bilemezsiniz, bilseydiniz ödünüz kopardı.
Sevgiler, saygılar.